TÜRK

İYEYE FARSÇA KÜLTÜR DİL VE EDEBİYAT TESİRİ(efsane baha)

Farsçan

ın Anadoluda yayılması uzun zamandır. Iranda eski Türk hökümetlerinin en güçlüsü Selçuklular o bir Türk iktidarları gibi Farsça ya daha artık ilgi göstermişler. Rom Selçuklarıda kılıç Erselan döneminde Mogollar ve Timur saldırdıği zaman Anadolunu İrandan titiklemiş ve basınça maruz kalanlara bir güvenli yere çevrilmıştiler.

Selçuklar

ın İran kültürüyle tanışlıkları,Arapçanın dini dilleri olarken çetinlikleri,ve Farsçadan etkilenmeleri şunların Farsçaya zevklerini başka dillerden artık etmıştir. Türkçe(!) kabiliyetsizliği ve ehtiyaçları çözebilmeyen bir dil olmasına göre Anadoluda Farsçanın yayılmasına sebep oldu. Iranın kültür merkezi Anadolu da ;Konya; Kayseri; Sivas; Diyarbekir; Malatya ve Erzincanda kuruldu. (Hüsrev Şahi ,1350,55.s)

Bu dönemde

şu dernek gölgesinde şahsiyetler ve önemli eserlar çeşitli sahalarda Güne yüzü gördüler . Mesela Habiş-ibn-i ibrahim – i teflisi;(vicüh-i Kuran ve Kanun –i edep); Muhammed bin Ali Ravendi (rahetüs südür)ve Muhammet-bin kazi Malatlalı (revze-tül ükül). (Riyahi;1369;21.s).

Iranda Tatar ve Mo

ğol entrakları Anadoluyu İranın memnuniyetsizler yerine çevirerek çoklu şair, yazar ve ilim adamları Anadoloya göç ettiler. En önlü ve meşhurlarından Mevlana;Saadi; Şems kays -i- Razı ; Nacmeddin razi; Fahrettin Iraki; Sayf-i ferhani; Evhattin –i- Kirmani; Sıracettin Ürmevi; İbn –i- bibi ve s. sayılabilir. (Hüsrev Şahi; 1354; 55.s).

Selçuklular

ın son çağları İlhaniler döneminin zayıflanması ve Moğol hakimiyetinin Anaduluda ıktıdarının kayip etmesiyle çağdaşımış.

Bu dönemd Anadolu siyasi güç merkezden kaldlr

ılmış ve yerli hökümütler kurulu. Farsça yerini kayıp etmemeden resmi yazı ve yazışma diline dönüşerek Osmanlı dönemine kadar devam etti.

Osmanl

ıların siyasi etkilenmesi Farsçanı Balkan belkede döğu Avrupaya kadar taşımış oldu. Şu taşımada büyük alimlerin(Sudi hafız divanına şerhyazar; Enkerevi mesnevi şerhi e Albanyalı Farsça şair naim fasrça şiirin) zuhur etmesine sebep oldu. (Gülşeni;1354;49.s).

şünce sarbestliği özellikle Fatih döneminde Hirufiya başçılarnı İrandan Anadoluya getirdi. Şunlar İranlı ve dilleri Fasrça olarak Anadoluya Fars dil ve kültürü tesiratı payladılar.

ANADOLU CO

ĞRAFİ MEVKİSİ(pozisyonu)

 

Küçük Asya(Anadolu) yar

ım ada(şimdiki Türkiye) uzunluğu batıdan doğuya 1000.k ve genişliği 600-400 .k re kadar farklıdır.(Türkiye,2000) Bu ülke kuzeyi Karadeniz, batısı Marmara, güney batısı Ece ve güney tarfından Akdenizle sınırlanmıştır.

Anadolu felat

ı(platosu) doğudan Ermenistan, batıdan Anadolu dağları iyla hasarlanmıştır.(kaki;1376;67. S). Müslümünlar doğu Rom ülkelerine Bilad- i Rom denirdiler. Yunanistan ve Latin ülkeleri arasında Karadenize(bahr-el rom) söylerler. Zaman gittikçe kısalarak Rom a denirlip. Ve Rom kelimesi Müslüman komşuluğunda olan Hristiyan ülkelerine derdiler. Şundan dolayı Araplar küçük Asyaya Selçuklulara yenilerek( 5.yüz yıl. H) Rom söylerdiler. (Kay; 1368; 133. S).

Ne yaz

ık ki,o zamanın kitapları yazılmamadan rağmen Anadoluda güvenli Tarih ve Coğrafya bilgiler orta çağlardan ister Hristiyan ister Müslüman aleminde elde edilmemiş. Anadolu baresinde elde olan birinci mükemmel tanıtım 11. Yüzyıl H . Haci Halife eseridir. (kay 1368;136. S).

Anadoluda

İran şifahi edebiyatı tesiri Iranülkesi (Mavera – ün – nehir den Anadolu batısına) Kültür ve medeniyet alanı yayın bir yerdir. Iran şifahi edebiyatından Türkiye edebiyatı mukayesesi şu iki edebiyatın bir- birine ettiği tesiratları açıklayır. Iran da iki hikaye Farsçadan Türkçeye tercüme olmuş; bu eserde toplum 67 rivayet varmış. Şu kitaplar: Türkiye milletinin Hikaye ve destan kitaplarının araştırmaları ve İran da yazılan rivayetler bir para açıklamaları aydınlaştırır. Şunlardan bazılerini açıklayırız.

Konu benzeri

şi

A –

şu hikayelerin bazılerinde konulara işaret olarak İran efsanelerine benzerişi vardır. Mesela kuş uçurtmakla paşa seçmek; Simürğ kanatı veya dev tüyünü yardım için ateşllendirmek; dev nifrin ile cinsiyyet degiştirmek Perilerin Güverçin cildinde görünmesi ve s. İranda da aynı konularla yüz- yüze geliyoruz.

B – Baz

ı efsanelerde epizudehaler vardır şunların aynısı İran efsanelerinde göze çarpır. Mesela: se(üç) Hokkabaz, Zarf-i kore, Muhammet Şalvar,Ddühtter –i Sultan, Tacir ve se lire eş (tacır ve üç lırası) ve Müneccim başı.

C –

Şu iki kitapta Hikaye; Efsane ve latıfe benzemeleri İran örneklerle çok yaklaşıkları vardır.aynı iki rivayet bir metinden anlaşılınır. Böyle olan fark ve değişiklikler İran da olan iki şifahi metinde uğraşılılır.

Ç – Bu Hikayelerin bir k

ısmı ortak karakterlerle genel Türk ve Arap edebiyatında COHA adıyla tanınmıştır. ne yazık ki yüz yılda sahta adlarla(Molla nasireddin) dünya ya tanınmış.(!) Böyle gülmeli karakterler İran klasık edebiyatında çok eski zamanlardan varmış. Mevlana;Cami;Übeyd Zakani ve s. fesada karşı kalem çalmışlar. Şu karakterlerin benzerişi İran şifahı edebiyatında 3 aşagı beş yokarı varmış.

(Bu esass

ız söz bir faşist Fars sözü olabilir. Zira dünyada olan gülmeli hikayerlerin incelikleri heç zaman Türk dilinde olan inceliklerle beraberlik edemez. Örnek: Günlerin bir günü biri molla Nasireddini ararken, bir çocuğa rastlaşıp Nesireddinin evinin nerede olduğunu haber alır ken çocuk durmadan Söylür: tanmanam;bilmenem; gürmenem . Yulçu kızarak yoluna devam edip mollanın evini bulup ve onun geldiğini beklir. Az zaman dan sonra Nasireddin gelip yulçu aynı surduğu çocuğu görerken şaşırıp söylür: ben sorarken neden Nasıreddin olduğunu sölemedin! Nasıreddin cevaplayır: ben söledim: sen iyse anlamadın. Tanı benim ;gör benim; bil benim).

D – Orta do

ğu ve Anadolu ülkelerinde hikayelerin ortak kaynakları özellikle “bin bir gece”dir. Türk milleti arasında bu hikayeler söylenilir. Mesela, bir fakır kadın yaşayışı; itkinler hikayesinde bir rivayet tir. Şu hikayeni şehrizat 476 dan – 478 e kadar anlatır. Aynı hikayeden iki rivayet Ancevi den , bir rivayet Sadat eşkuri den,bir rivayet Daryüş Rahmaniyan dan ve bir rivayet Muhammet Riza Caferi den yazılmıştır. (Afşar, 1343,165.s).

E – baz

ı hikayeler Kelile –vü – Demne, Mesnevi -ü-Manevi ve Merzabanname de kayit olmuştur, örnek: yılan ve karğa hikyesi Bab –ül- esed in aynı 4. Hikayesi ve Kelile vü Demne kitabın Essür hikayesidir(kelile – vü – demne , 1343,165.s ).

İran milleti tarihte baskı ve saldırılardan dolayı göçmeğe mecbur kalarak uzak ve yakın ülkelere, Anadolu ve hint e göçmuçler. Riyahi demişken: İranlıların Anadoluya yeni göçme dalğası Arapların baskısı ve Hürremilerin savaşları iyla başlamıştır.(Riyahi,1369,4.s).

Mühtemelen böyle göçmeler Kameri 1. Yüz y

ılında Farsçanı ülkelere taşımış. Nasır Hüsrev 438. Kameri yılı Van şehrine varınarak böyle söylür: Şu şehirde üç dilde Arapça, Farsça ve Ermenice konuşulur. Ondan dolayı Van şehrine EHLAT sölenilir. (Nasir Hüsrev sefer namesi 8. S). ((Nasir Hüsrev bir Farsçılık fikriyle böyle bir fikir yayarak belli olur mutlaka Van şehrinde nedenTürkçe konuşmayı söylemir. Bir büyük faşist yazarın böyle fikir taşımağı höşde uzak beklentili değil.))

Iranl

ıların Anadoluya göçmesi ve Farsçanın bu ülkede genışlenmesi Selçuklu Alp Eerslan Doğu Rom u aldıktan sonra başlanır. Bu zafer Melazkırt savaşında baş vermiştir (Riyahi,4. S).

Selçuklar Türk olarak Fars dili ve Edebiyat

ın Anadoluda yayılmasına en önemli rol oynamışlar. Farsça bu dönemde Hintten Anadoluya kadar asıl edebi dil olarak yayılmıştır. (Birtlas,1355,11. S).

Rom Selçuklular

ı Farsçanı kabul ederek o dilin yayılmasında çalışıp ve Farsçada kaynayip kavuştular.Ve bağlantıları artarak asıl İran adları keni ve evlatlarına koydular. “ Selçuklular 588 K. de tahta çıkarak 11 padışahdan 7 si KİYANi , 3 KEYHÜSREV, 2 KEYKUBAT, 2 KEYKAVUS adı (İran adları) varmış. Şehzadeler arasında Şahenşah,Key Hüsrevşah, Cihanşah Key Firidün ve Feramerz adlarına rastlaşabiliriz.(Riyah, 8.s).

Rom Selçuklulr

ı kendi saraylarını Farça Yazar ve Şairler toplusu etmişlerdiler. “ bu dönemde Nizami Mahzen- ül- asrar eserini Erzincan hakimi Behram şaha armağan ederek beşbin dinar ve beş At hedye almıştır(Nizami divanı,75.s).

Bu dönemde önemli Farsça kitaplar Rom selçuklular hökümranl

ığında yazılmış. Mesela: Rahet-üs-südür ve Ayet-üs- srür ,Pertev name –i Şahabettin Söhrverdi, Mirsad –ül ibat –i Nacmettin Razi ve Rivzetül ükul.

Şu kitap Merzbannameden bir yazıdır. Onun tercümecisi Malatyalı Muhammet- ibn –i Kazi önce katip ve sonra Söleyman Şah-ib –i Kılıç Arslannın veziri olmuştur .(bahar,1349,75.s)

Rom Salçuklular

ı Anadoluda rahat ve güvenli yer yaratarak şair ve ariflarin Anadoluya akışına sebep oldular. “ Mevlevi hanidanı, Nacm-i-Razı, Evhattin Kirmani, İbn-i bibi , Fahrettin Iraki,Sait Ferkani, Sayf Ferkani ve Kanei –i Tusi İranda olan baskılara rağmen Anadluya göç ettiler. (Nazarı,29.s).

Mevlana bu dönemde önemli eseri Mesnevi-ü-Manevi ni yaratti. Bu kitap çe

şitli milletler hikayesine malik olarak İran hikayelerini Anadoluya taşımasında büyük etkisi oldu. Ve bu dönemde çoklu Arapça kitaplar Anadoluda yararlanmak üzere Farsçaya tercüme olundu.

Sultan Muhammet döneminden sonra özellikle Çald

ıran savaşlarından Beri Sefevilerle Osmanlı düşmançılığı İstanbul Türkçesini Farsçanin yerine gelme sebebi oldu. Edvard Bravn bu konuda söyleyir: “ Osmanlı padişahları İranlılarla savaşa girerek onların dilini kendi amaçlaryla kullanırmışlar”.(Bravn 1339,153.s). Sultan Muhammet Fatih ve Sultan Selim Farsça şiir söylermişler.” Sulatn Selim şiirini önemi va sayı çok olduktan itibaren, onun Divanını DR. Pal Hürn İstrasbürgi Almanya Emperyası emriyle 1904 de Sultan Abdül Hamit cenablarına armağan için bastırmıştır.(Bravn,tercümeçi,153.s).

Türkçenin kullan

ılması Farsçanın sokaklara sığılmasına sebep olarak Farsça kitap ve hikayelerinin İstanbul Türkçesine tercüme sebebi oldu. Muhammet Cafer Mahcup bu konuda: “Türklerin güçe malik olduklarlndan beri Meşrutiyyet avvellerinden sonra ,Türkçe okuçular,Amirler, Vezirler ve ya her kimse okumağa malik iyse İran hikayelerinin okumasına rağbet göstermişler. Bundan dolayı elde olan İran Hikayelerini İstanbul Türkçesine tercüme etmişler”. (Mahcup,1370,688.s).

Birici Türkçeye çevirlen Farsça kitap, Sintbat name olabilir.(Tarih-i -güzide,1362,799.s).

Kameri 9 ve 10 . yüzy

ılları Manzum ve Mensur klasik eserler farsçadan Türkçeye çevrilir. Gülistan –i Saadi ,Sayf-i Sarabi , Hüsrev-vü- Şirin (kütbettin Harezmi),Attarın Müsibet Name ve Esrar Namesi(Ahmet Tebrizi), Enver-i Süheyli Hümayünname inavnında , Attarın Bül-Bül namesi Gülşen –i Abra invanında (Müniri), Mantık-üt- tayır, Gülşen –i Simürğ invanında (Pir Muhammet Kara tualı Zairi,Nizami Hamsesi ve Caminin yusuf Züleyhası . kuşkusuz bu kadar kitabın tercümesi İran Hikayelerinin ürkiyede önemli tesiri olmalıdır. Örnek olarak Şadi aydın(Türkmenistan uluslar arası Üniversite araştırmaçısı)ın makalesini açıklayırız.”At Türk kültüründe önemli yer alarak ,bir Türk Padişahının Atı ne övülmüş ve ne meşhur olmuş. Türk şairleri bir Sultanı överek, onun Atını İran mitolojisinden alan adlarla övmüşler. Hatta Osmanlı Padişahlarının Atlarına Kaside söyleyerek ((Rahşiya)) adı vermişler. İran atları adıyla Osmanlı Padişahlarının Atalrının ismi zinet verilmiştir. Mesela Rahş, Gülgü ve Şabdiz adları Osmanlı şiirilerinde gelmiştir. (aydın,1382,124.s).

3 –

İran- Anadolu Kültür ve Edebi İlişkileri

Anadolu Yunanistan do

ğusunda olarak Yunanistanlılar küçük Asyaya (ANADOLU) Güneş bakışının çıkış yerı adı vermışler. “Zira Yunanistanlılar Asyadan habersiz olarak şu ülkeyle tanış olmadan sonra Anadoluya Asya soyleyerek, küçük Asya adı vermişler. (Meşkür,1350,31.s).

Kuru

ş 546yıl M,Ö Anadolunu fetih etti. “Görme ve Tersüs taş yazmaları Pars döneminde Anadoluda kalan eserler adlanır.(Riyahi,1369,13.s). Şu ülke İran ve Yunanistan çatışma merkezi olmuş. 334 yıl M.Ö Anadoluda İskenderden sonra özgür Yunanistan Hökümeti kurulmuş. Ve silukiller 190 yıl M.Ö Anadolu Doğusunda höküm sürmüşler. Hristiyanlık gelişerek Küstantaneyn Emperyası Küstantaniya şehrin yaptırdı. Bizans dönemi İranlılar yeniden Anadoluyu yenilmiş, sonra Müslüman Araplar suryayı yenilerek Anadoluya saldırmışlar.

668. y

ılda fetih edenden sonra 464 K. yılları Alp Arslan Div Canusu Melazkırtta yenilerek selçukluler Anadoluyu kazanmış ve bu menimseme 200 yıldan artık sürmüştür.(Ak sarayı,1362, 28,s).

Selçukluler Do

ğu Rom Emperyasını kurarak konyayı Başkent yapmakla Farsçayı Anadoluda resmi dil ettiler. 1471.yılda Osmanlılar Analdolunu Selçuklulardan kazanmış ve sonra Avrupaya doğru saldırmışlar. Avrupayı kaznarak Farsçayı orda terviç etmişler. Rom ülkesiyle komşu olarak Hristiyan , yahut ve Müslümanlrın karışık yeri olmuş. Nasir Hüsrev:” ahlat şehrine vardık....bu şehir Müslüman ve Hritiyan serhatıdır...ve bu şehirde ahlat üç dile konuşurlar, Arapça, Farsça ve Ermenice.(Nasir Hüsrev , 1354,10-9. S). Selçuklular aynı Gazneliler gibi Farsçaya marağ göstermişler. Ondan dolayı Bahram Şah ve oğlu Alaeddin saray şairlerin güvenli yerine çevrilmiş ve vezirlerinin çoğu İranlı olmuşlar.(Gülşanı,1354, 14-13.s).

Şu niyyat ve poletikayla dolayı Konya Fazil,Alim ve bilim adamlarının yeri olarak Farsça kitaplar yazılmış ve başka ülkelerden armağan olarak gönderılmiştir.

Anadoluda en eski Farsça kitap,

Şeref-Eddin Ebülfaz Habiş-ibn-i İbrahim ibn-i Muhammet Teflisli nin Habnamesi Kılıç Erslan na yazmış.” Şu yazardan başka eser Kanun-el- edep fi Zapt-i kelimat-ül Arap,Takvim-ül Edviya,Beyan-ül Nicüm ve Beyan-ül tıp kalmış.(Nazarı,1379,31-29.s). Nizami 570. kameri yılında Mahzen-ül Asrar eserini Erzincan hakimi Kılıç Erslanın damadı Bahram Şaha Armağan etmıştir. Şahabettin Söhrverdi Avarif-ül Maarif maliki Pertev name adlı bir Risale maneci cihan bini baresinde Nasirettin Börküyarık Söleyman Şahın kardeşine sunmuştur. Nacmettin Razi iki kitap Anadolu Padişahları adına yazmış. Davudi Mermuzatı Asedi mermüzatında Alaettin Davut şaha ve Mirsadül-ibat Minel Mabda İlal Maat Alaadin birinci Keykubat Selçuklulrın 6. Padışahına armağan etmiş.(razi,1352,30-20.s).

Maltyal

ı Muhammet-bin Kazi 598.k. Revzetül ükulu Rüknettin Söleyman Şah selçuklu Padişahın adına yazmış. Ve 606 k. Barid-üssaadet kitabını Keykavus-ibn-i KeyHüsrev cenabına armağan etmıştir. Muhammet-bin Söleyman Ravendi Rahüt-üs-sürür ve Ayet-üs-sürür Selçuklular baresinde kitabını İzzettin Keyhüsrev e ve Abü Hanife Abdülkerim Şiir kitabını Macma-ür-rübaiyyat adıyla Rüknattin Söleyman şah kardeşi Mühyattin Mesuda armağan etmişler.

Mo

ğol baski zamanı Mevlana hanidanı Anadoluya göçmüş. Ve Atası Bahavelet 4 yıl Erzincanda oturduktan sonra Alattin Şah Erzincandan Konyaya göçerek Bahattin şahla beraber konyaya doğru yollandı. Böylece Anadolu Mevlananın besleme yerine dönüştü.

Şu diyarda Mevlana Yunanistanın felsefi ve diğer dinllrle tanış olmağa başlarken, insanların ruhu güçlenmesinde büyük adımlar attı. Bondan dolayı Mevlana bir büyük ruha malik oalarak evlilik yaparken başka ülkelerden onun yolunun devamçılarının ortaklıkları oldmuştur.

Mevlevilerin Mesnevi okuma törenlerinde Mevlana tesirat

ı altınta Farsça raz-ü –niyaz dili olmuştur.(Gülşanı,1354,29.s).

Bondan dolay

ı Farsça edebi dil olandan beri Sufilere Hanikah dili oldu. 8. Yüzyılda Türkler Bursayı yenilerek 726. K Orhan Osman paşa oğlu Osmanlı hökümetin kurulmasına adım attı. Şu dönemde şiir ve edebiyat saraylardan çıkarak milli olmuş ve bondan dolayı öyle bir önemli eser güze çarpmayır. Bu dönemde Aziz-ibn-i Erdeşir Asterabadi 796. K yılı Bazm- ü Razm eserini Anadolu olaylarına göre yazarak bir degerli eser hesap olunur. Şu kitabın Farsça yazma sebebini Rom ülkelerinin Farsçaya rağıp olmasını anlatır.(Ester Abadi,1923,537ş.).

Ve 741 k. Bir kitap Al-i selçuk ad

ıyla bir belli olmayan yazardan, doğu Rom özellikle Konya ya ait yazılmıştır.

857. k y

ılında Fatih Fars dil ve kültür sever insan İstanbulu fetih etti. Ve Bundan dolayı kendisini Abbasi hülefası naibi dermış.

Sarayda Abbasiler ve Selçuklular gibi

İran Adeti korunmuş. Mesela Nevrüz kutlama, Şahname okuma Fatih döneminde çok varmış. Bu dönemin şiirleri edebi bakımından o kadar deyerli hesaplanmır. Örnek olarak leali Tokat sakinli olarak kendisini İranlı belirtmğe çalışmış. Bazı şairler İran şairlerine cevap yazmış ve o şairlerden istikbal etmiş. Mesela Kabuli Kemaleddin cevabında bir Kaside yazmıştır.

Baz

ıler Hafız, Kemaleddin İsmail ve Amir Hüsrev devamçısı olmuştur. “bu dönemin meşhur şairlerinden Hamidi İsfahani ve Kabuli İranlı olarak Osmanlıya güç etmişler ve Osmanlı Padişahlarını övmüşler. (Nahcıvani,1341,43.s).

Fatih döneminde Tarih,

İrfan Astroluji ve Müzik sahasında çoklu kitaplar neşr olundu. 866.k yılında Bayazıt, Fatihbir farsça vurğunudur. sonra tahta çıkarak Cami den yazışmış ve bu şaire hediyeler göndermiştir.

Sultan Selim Atas

ından sonra tahta çıkarak Safevi hökümetinden Mezhep ve Poletika uyumsuzluğu olarak kendi saryını İranlı Şah İsmail muhaliıfetler yerine çevirdi. Mecalis –ün- nefais tercümesinde 71 İranlı şair Osmanlı Başkendinde ad aparır. (Riyahi,1369,71.s).

Safevi ve Osmanl

ı sınırları zıt poletika sebebine 200 yıl kapalı kalarak, Türkiyede yaşayan İranlılar kendi dil ve kültürlerini unutarak Arapla Osmanlı ilişkıleri artmağa başlamış ve din konusu olarak Arapça Osmanlı ülkesinde irellemeğe başladı.

10.k- yüzyillar

ı Sultan Söleyman bir güçlü sultan 50 yıla yaklaşık höküm sürerek Farsçanı iyi bilip ve şiir söylemiştir. Çevresini Farsça şairler toplusu yaptırmıştır.Ve kendisi 700 beyite yakın Farsça şiir söylemış. Bu dönemin meşhur şairlerinden biri Fizuli beğdadi olabilir. Osmanlı bağdat şehrini fetih edirken Fizuli Türkiye sakinlisi oldu. Sarayda Bağdat Fethine ait şiirler söylemiş. Fizuli Farsça Türkçe(ve arapça) şiir söylemış. Bu dönemın güvenli belgeleri Manşaat-üs- salatın Ahmet Firidün bey eseridir. Şu eser çoklu resmi mektuplar Farsça Timür döneminde Safevi dönemina kadar kayit olmuştur. (Manşaat-üs- salatın,1858).

Şu dönemden beri Osmalı ülkesinde yazılmış Farsça eserler İrana gelemedi. Zira Çaldıran savaşı iki ülke arası ilişkisini engelledi. Bunda sonra Latın Alfabesi resmi olarak Farsça Alfabe yasakalandı. Çaldıran savaşından beri saray mektuplaşmaları Farsça ve ondan sonra Türkçe saray ve yazışma dili oldu. 11.yüz yılları farsça metinlere açıklamalr yazıldı. En meşhuları: Bosnyalı Sudi (Mevlananın Mesnevi-ü manevi) , Saadi (Gülistan ve Büstan), Hafız (divan şerhi) ve İsmail Ankaralı mesnevi ye yazdığı Türkçe açıklamalardır.

Anadoluda Türkçe resmi ve ilim dili olarak ve millet Farsçadan uzakla

şarak, Farsça dan Türkçeye tercümeler başlandı.

10. k .yüzy

ılların önemli tercüme eseri Lamei,Sudi ye yazdığı eseri olabilir, bu yazar Camı şiirlerini Türkçeye tercüme ederek Rom Camisi Adlandırılmıştır. Şu tercümelerin etkilenmesi farsça kültürün tanınması ve kayıp olan bazı eserler(Samek –i- Ayyar) 3 ve 4. cildi Türkçe tercümelerden kaynaklanır.(Riyahi,1369,220.s).

Farsça

Şiirin türelri Anadolu Türk edebiyatına dahil olması bu dilinTürkiyede yayılmasına sebep oldu. Mesela Kaside,Gazel,Rübai, Tercihbent,Kıta,Aruz vezni , kafiya kaynakları ,Talmihler Farsça karakterlerle bütünlükle Farsçanın Türkçede ettiki tesirlerle asılıdır.Hatta Yusuf Züleyha,Leyli Mecnun ve Hüsrev-ü- Şirin hikayeleri yeniden Türkçede yaratıldı.(Raiyah,1369,226.s).

İran ve Türkiye arasında olan Din ve Dini ilişkiler ve ortak kültür birliği,Türkiye İran şairlerinin sığınacak yerine dönüştü.

Nadir

Şah dönemi İran ve Osmanlı sınırları açıldı. İstanbulda İranlılar için Hastane ve İlk okul öğretim merkazi tesis oldu. Türkçe terimler Farsçaya tercüme olludu. Bazı İran edip ve ziyalıları istibdat olarak İstanbula sığındılar. Mirza Habib İsfehani1283 k. ,Mirza Agahan Kirmani 1303 k. De İstanbula göç ettiler. Şu yazarın eserleri Akıllılık,Milliyetçılık,Yabançılıka karşılık ve serbest fikirlik Mesajı taşırmış. Muhammet Tevfik Hamedanı,Ahmet Feyz –i Tebrizi ve Hüseyin daniş İsfehani Osmanlı okullarında ders vermişler.

Me

şrutiyat dönemi İranlıların saadet partisi İstanbul da işe başladı. Bu dernekte Yahya Devlet Abadi,Ebül Hasan Han Meaz-ül Saltanat, (pirnya) ve Muhammet Ali Terbiyet çalışırmışlar.Seyit Hasan Takizade meclisi terk ederek 1329 k. İstanbula sığınmıştır.

Ruslar Tebrizde soyk

ırım yaparak vatan severlerin bir kısmı,Rizazade –i Şafak,Muhammet Ganizade ve İsmail Emir Hizi İstanbula yerleşmişler.

Birinci dünya sava

ş zamanı Kirmanşahta Nizam-ül –saltanat başçılığıyla bir dernek kurudu. Ruslar Kirmanşaha saldırarak dernak üyeleri(Arif Kazvini,Lahuti Kirmanşahi ve Aşkı-i Hamedani) İstanbula güç ettiler.

Iran edipleri yeni fikir ve ekoellerle tan

ıştılar. Istanbulda 1293 k. Ahter Gazetesi(Aga Muhammet Tahir-i Tebrizi), Şems Gazetesi(seyyit Hasan Şems Kazvini),sruş Gazetesi(Ali Akber Dehhuda) ve Pars dergisi Lahuti İş birliğiyle Farsça yayımlandı.(Arinpur,1376,303. S).

İranda Meşrutiyet ve küçük istibdat döneminde açık fikir insanlara baskı olarak çoklu edip ve şairler mesela, Dehhüda,Arif Kazvini ve Mirazazadae-i Aşkı Türkiye ye doğru yullnarak orda siyasi ve kültür çalışmalarına devem edip ve Muhammet Ali şah dönemi milli meclis tatil olarak Dehhüda bir kaç ziyalıyla birlikte Avrupaya sürgünlendiler. Sonra İstanbula gidip Srüş Gazetesini Devlet Abadi ve Saadet dernegiyle birlike neşr ettiler. İstanbulda Sürisrafil Gazetesi Saadet dernegiyle iş birlikteydiler.

Şu dernek İranlı Meşrutiyet severler toplusu olarak İran haberlerini Sürisrafil yardımııyla dünyaya yetıştirirmişler.(Debir sayaki,1359,129.s).

Ebülkas

ım Lahüti azadlık sever bir şair,demükrat ve etilallilerin Kum a sürgün edilen çağı İsviçlilerle uyumsuzluk olmakla bozunçuluk suçuyla idama mehkum olmuş ve Osmanlıya sıvışıp ve Orad İranlılar mektebinde ders vermeğe başladı.

Lahüti üç y

ıldan sonra Almanyalılarla birlikte İrana dönmüş. Ve orat Avrupalılar savaşta yenilerek yeniden Türkiye ye geri dönmüş ve Pars jurnalını inşa etti. (Debir Sayyak,1359,361.s).

Sonuç

Anadolu do

ğusu batı alemine kapı olmuş. Ve tarih boyunça İran,Yunanistan ve Rom medeniyyet çatışma merkezi olarak İslam,Osmanlı ve Bizans kültürünün ilişki yerleri hesaplanır. Bu münasibete şu ülke olaylar ve çoklu çatışmaların şahidi olmuş.

Küçük Asya (Anadolu) ilim be

şiki dir. (Ananimandros). 6yüzyıl M.Ö ilim baresinde birinci kitap bu ülkede Karadeniz kenarında yazılmış. Ve Tales malti şu ülkede birinci Filozof tanınmış. Şifahi edebiyat bakışları bu ülkeye aittir. Anadolunun kuzeybatısı “İlyad ve üdise manzumesi,Helen destanını hatırlayır. Haşayar şah Yunanistana ve İskender Hint ve İrana saldırarak Anadoludan yollanmışlar. Bu yerin her karış toprağı Aşkaniler ve Sasanilerin Rom,Safevi ve Osmalıların savaşını hatırlatır. Ama bunuda unutmamalıyık Anadoluda Konya,Kayseri ve s. Uzun zaman İranlıların sığınacak yerleri olmuş. Moğolların baskı zamanı İranın gerginlik zamanı ziyalılar İrandan kaçarken Selçuklular dönemi Anadoluya yerleşmişler ve ya ordan güzer etmişler. Selçuklular Tatar ve Timur dönemi Anadoluyu İrandan kaçan ziyalılar için güvenli bir yere çevirmiştiler.

Hernedense Osmanl

ı İran kültüründen tesir almış. ve İranlı Safevi padişahlarının dirçelişi Anadolu Alevilerinin desteği altında oldu.

Son yüzy

ıllarda Osmanlı hökümetinin ve anadolu hakimlerinin etkisi İran ülkesinde bütünlükle göze çarpır. Mesela Osmanlı ziyalılarının İranda Meşrutiyyet devriminin tesiri, İstanbulda Farsça kitap ve gazete yayımlanlaması ve ya seyyit Cemaleddin Esedabadi,Mirza Riza –yi Kirmani,Miraz Hasan Sipehsalar,Ebülkasım –i Lahuti-i Kirmanşahi,Emir Nizam –i Kerüsi ve Mirza Habib –i İsfehani nin sürgün etmelerinden ad aparmak olur.(Sasani,1354,82.s).

Böylelikle

İranın esaslı kültürü Anadoluda bir büyük gövdeli ve kocaman ağaç gibi güçlendi. Okadar olduysa Osmanlılar İranlılarla savaşa girerek kendi sözlerini İranlılara Farsça anlatmağa çlıştılar.

KAYNAKÇA

1 –

Şiir ve edep-i Farsi der Asya-i -Sağir,Riaza Hüsrev şahi,Tahran Ali danişsaray,1350.

2 – Zeban ve edebiyat-i Farsi der kalem –rüv –i Osmani,Muhammet Emin-i Riyahi,Tahran Pajink,1369.

3 –

Şiir ve edeb-i Farsi der kişverha-i- hemsaye(küçük Asya),riza Hüsrev şahi,Tahran terbiyat muallim,1354.

4 – Ferheng-e

İran der kalem-rüv –i Türkan,Abdülkerim-i Gülşeni,Şiraz Müstefevi,1354.

5 – the prim ministry.Ankara,2000 informationof rektorate General of press- Türkiye neü agencyfor Di.

6 – kara,1993-

ınformationAn republik of Türkiye,General ,Black sea Region-Ministry of Tourism.

7 – kakai,siyamek,nak

ş-i – Türkiye der Havermiyane pes ez cenk-i serd, fesilname-i mütaliat-i Havermiyana, Zimistan1376.

8 – Co

ğrafya-i Tarihi serzeminha-i hilafet-i şerki,Kay lestrenç- tercüme Mahmut irfan,şirket-i – intaşarat-i ilmi ve Ferhengi,1368.

9 –

İskender name(rivayet-i Farsi Kalis Tens –i - drüğin,İrec mirza, Tahran Bonkah-i – neşr ve tercüme-i kitap,1343.

10 – Kelike –vü demne Müctaba Minevi,dan

ıçkah-i- Tahran,1356.

11- Sefername- i- Nasie- Hüsrev, Muhammet debir-i Seyyaki,Tahtan encümen-i – Asar ve mafahir-i Ferhengi,1354.

12- Yertlis,y.a , Nizami

şair-i büzürg-i Azerbaycan, Tercüme Hüseyin Muhammetzade sıdık,peyvant 1355.

13 – Divan –i Nizami –i Gencevi, Be kü

şiş-i – Sait Nafisi,Tahran früği –i Bita.

14 – Sepk

şinası, Muhammet Teki-i bahar, Tahran Emirkebir 3.cilt, 1349.

15 – Asar-i edebi-i Farsi der Rom-i-

şarki, kitap-i mah-i edebiyat ve felsefe,39. Sayı.

16 -Ez Saadi ta Cami,Edvard Bravn,tercüme Ali As

ğer-i Hikmet,Tahran, kitaphane-i ibn-i Sina,1339.

17 – Dastan –i avamane-i Heft peyker,Muhammet Cafer-i Mahcüp, Feslname-i

İran şinasi,3. Yılk, 4. Sayı, Zimistan 1370.

18 – Tarih-i bergüzide be ehtimam-i Abdülhüsey

ın Nevai,Hamdüllah Mistofi, emir kebir,1362.

19 – Berhi mezamin-i –

İrani der şiir –i Osmani, Aydın Şadi, Name-i Parsi,9. Yıl, 2. Sayı, 1382.

20 – Asar-i edebi –i Farsi der Rom-i

Şarki ,Celil Nazeri, Kitp-i – mah-i edebiyat ve felsefe, 4.yıl,37. Sayı, 1379.

21 – Mirsad-ül ibat Nacmettin- i Razi be kü

şiş –i – Muhammet Riyahi, Tahran bonkah-i tercüme ve neşr-i – kitap, 1352.

22 – Bezm-ü- razm, Aziz Erde

şir-i Ester Abadi, be küşiş-i Muhammet Füat,İstanbul,1928.

23 – Nifüz-i- zeban ve edebiyat-i Farsi der Türkiye devre-i- Al-i- Osman, Ne

şriye-i- danişkede-i- edebiyat-i- Tebriz,1ve2. Sayı,1341.

24 – Man

şeütüssalatin, Ahmet firidün bey,İstanbul 1858

25 – Ez Saba ta nima,Yahya Arinpur, Tahran Zevvare,2. Cilt, 1376.

26 – Hat

ırat-i Deh Hüda ez zeban-i Deh Hüda,Tahran paya, 1359.

27 – Yadbüdha-i sifaretha-i

İstanbul,Ahmet Han-i- Melek Sasani,Tahran babek,1354.

 

Bahman Nasirzadeh

23/04/2012